“Bir Ürün Sattığımızda İşimiz Daha Yeni Başlar”

ICL'nin Dünyanın Farklı Bölgelerindeki Teknik Yöneticileri
Paolo Cozzi

4 Dakika

Bitkileri ve çim alanları en iyi durumda tutmak söz konusu olduğunda ICL, dünyanın her yerinde en iyi uzman ekiplere sahiptir. ICL küresel bir oyuncu olmasına rağmen, yerel bir yaklaşıma sıkı sıkıya bağlıdır. Farklı ülkelerin kendi iklimleri, kendi zorlukları vardır ve bu nedenle farklı çözümlere ihtiyaç duyarlar. ICL’nin dünya çapındaki Teknik Müdürlerinin uzmanlığı işte bu noktada devreye giriyor. Onlara geçmişlerini, motivasyonlarını ve pazarlarındaki özel zorlukları sorduk.



Paolo Cozzi kendisini tipik bir İtalyan olarak tanımlamıyor. “Ben daha çok bir dağcıyım, buzu ve karı severim. İdeal iklimim yazın maksimum 25 derece ve gerçekten soğuk bir kış olurdu.” Paolo, Teknik Müdür olarak İtalya’da süs bitkileri yetiştiriciliğinden sorumludur. Kendisini ‘şanslı bir adam’ olarak tanımlıyor. ICL’deki teknik müdürler ekibi içinde en deneyimli olanlardan biri. “1997 yılında katıldım, yani en eskilerden biriyim. Satış müdürü olarak başladım ve sonunda İtalya’nın satış müdürü oldum. Sonunda meslektaşım Gianni rakamlardan ve bütçelerden sorumlu oldu, böylece ben de daha çok sevdiğim teknik konulara odaklanabildim.”

Bitki ve ağaç yetiştirmek Paolo’nun her zaman ilgisini çekmiştir. “Üniversiteye başlamadan önce ne yapmak istediğimi zaten biliyordum, ancak başlangıçta süs bitkileri yerine ormancılık alanında çalışmayı tercih etmiştim. Avrupa’nın en önemli üretim merkezlerinden biri olan Floransa yakınlarındaki Pistoia’da bir fidanlıkta üretim müdürü olarak işe başladım. Şimdiki işime başlamadan önce orada sekiz yıl çalıştım.”

 

Zorluklar

İtalya’yı düşündüğünüzde iklimin neden akla ilk gelen konu olduğunu tahmin etmek zor değil. Geçtiğimiz yaz, kurumuş nehirlerin ve eskiden yemyeşil olan tarlaların görüntüleri tüm haberlerde yer aldı. Paolo, “Sıcaklıklar son on yıla kıyasla ortalamanın 5 – 7 derece üzerindeydi,” diyor. “Eskiden bahar mevsimini yaşardık. Kıştan çıkarken, sıcaklıkta adım adım, kademeli bir artış olurdu. Ancak bu yıl mart ayından itibaren sıcaklıklar 20°C’den 30°C ve ardından 35°C veya 40°C’ye çıktı ve Ekim ayına kadar da böyle sürdü. Çok uzun ve çok sıcak bir dönemdi. Bu şu anlama geliyor: yağış eksikliği su eksikliğine, su kalitesinin düşmesine ve tuz, klorür ve sodyum sülfat seviyesinin artmasına neden oldu. Ayrıca savaş, enflasyon ve hammadde eksikliği de torf, kokopit, plastik ve enerji fiyatlarının artmasına neden oldu. Bunlar zor şeyler.”

Bitkiler üzerindeki etkisi çok büyük. Paolo, “Bu tür bir sıcaklığa karşı mücadele etmek gerçekten zor,” diyor. “Yapabileceğiniz tek şey onları mümkün olduğunca gölgede tutmak ve sık sık su püskürterek hava sıcaklığını düşürmeye çalışmak.”

 

Yenilik

Paolo doğa için elinden geleni yapıyor. Yıllar önce, kontrollü salınımlı gübre (CRF) kullanarak bitki besin maddelerinin toprağa sızmasını azaltmak için çalışmaya başladı. “Suda çözünen gübreye kıyasla, azot, fosfat ve benzeri maddelerin sızması çok daha az oluyor. Üniversiteden basit, tek bir bitki yetiştirirken bitki besin maddelerinin toprağa sızmasındaki farklılıkları üzerine bir çalışma yapmasını istedim. CRF kullanıldığında sadece %4’lük bir sızıntı oluyordu, ancak suda çözünür gübrelerde bu fark %30, %40 hatta bazen %50’ye kadar çıkabiliyordu. Bu, son on yıl boyunca benim ana odak noktam oldu.”

 

Farklılıklar

Diğer ülkelerdeki meslektaşlarıyla sık sık iletişim halinde olan Paolo, pek çok farklılık görüyor. “Almanya’da, Danimarka’da, Fransa’da ya da Benelüks’te yetiştiricilik bağlamında tamamen farklı bir yaklaşım var. Sürekli teknik bilgi alışverişinde bulunuyoruz. Örneğin, açık alanda araziye dikimlerden gelen büyük bitkileri saksılara koymak Hollanda’da alışılmadık bir durumken, İtalya’da bu yaygın.” Paolo onca yıllık deneyimiyle kültürel farklılıklarla nasıl başa çıkacağını biliyor. “Ne zaman Orta veya Kuzey Avrupa’dan bir meslektaşım gelse, öğleden sonra cappuccino içmesine izin vermeyiz. Tabii ki bu sadece bir şaka.”

 

Başarılar

ICL’deki en büyük başarısı sorulduğunda Paolo’nun çok düşünmesine gerek yok. “Sadece iş arkadaşı değil, öncelikle arkadaş olan muhteşem bir ekip kurmuş olmak,” diyor. “Ben ve Gianni bunu yıl yıl, adım adım inşa ettik. Bu bana büyük bir tatmin veriyor. Üreticiler gübre konusunda en bilgili, kıdemli ve profesyonel şirket olarak bize güveniyor. Biz sadece bir satış gücü değil, üreticilere sorunlarının her aşamasında yardımcı olan ve sürekli destek sağlayan teknik bir gücüz. Bizden gübre aldıklarında işimiz daha yeni başlamış oluyor.”